6 Ekim 2011 Perşembe, Yeni Akit
İslâm âlemi 2011 yılına Tunus'taki çalkantılarla girdi. Tekerlekli tezgâhı elinden alındığı için devlet makamları nezdinde hakkını almak için dolaşan, bir sonuç alamayınca da 4 Ocak 2011 tarihinde, yaşadığı şehir olan Sidi Buzid'in hükûmet konağı önünde kendini yakan Muhammed Buazizi'nin eylemi halkın da sokaklara dökülmesine yol açtı ve Tunus'taki dikta rejimi iki hafta içinde devrildi. Bu halk devriminin diğer dikta rejimlerini de zorlaması birtakım menfaat ilişkilerini de zorladı.
Suriye'deki dikta rejimine karşı Türkiye'nin haklı ve müspet çıkışlarının bu ülkede hayatlarını sürdürmek zorunda olduklarını bildiğimiz ve kendilerine saygı duyduğumuz bazı düşünürleri rahatsız etmesine doğrusu şaşırdım. Karşı karşıya oldukları zorlayıcı sebeplerden dolayı sadece susmayı tercih etselerdi bunu elbette anlayışla karşılardık. Ama "Hani Türkiye'nin sıfır sorun ideali nerede kaldı?" diye çıkış yaparak faturayı, Suriye'deki katliamların sorumlularına değil de "sıfır sorun" idealini gerçekleştirme konusunda henüz hedeflediği noktaya ulaşamayan, aksine yaşanan çalkantılar sebebiyle sıfır sorun planının karşı taraflarıyla bazı yeni sorunlar yaşayan tarafa kesmek hadiselere taraflı yaklaşmaktan kaynaklanıyor olsa gerek. Böyle bir yaklaşımın arkasında acaba "benim zalimime dokunmayın!" telaşı mı var?
Bırakın o zalim de gitsin. Adaleti, hakkı ve hukuku kendilerine ideal edinmiş olanların hiçbiri bir zalimin gitmesinden zarar görmez.
Suriye'deki dikta rejiminin gerçekleştirdiği katliamlara göz yummayı, bu katliamlarda hedef alınanların imdat çağrılarına bigane kalmayı "sıfır sorun projesi"nin bir zarureti olarak görürsek böyle bir projeden kimseye hayır çıkmaz. Sıfır sorun, sorunları görmemekle değil halletmekle, çözüme kavuşturmakla sağlanabilir. Aksi takdirde bir soruna sen gözünü kapadığın veya o sorunun görünmesini engelleyecek şekilde üstüne örtü çektiğin zaman ortadan kalkmış olmaz.
Ayrıca "sıfır sorun" bir idealdir, vakıa, realite değildir. Vakıayı işte bu ideale göre değiştirmek için siyaset geliştirmek bir sıfır sorun politikasıdır.
Suriye'de de bir zulüm rejimi var ve bu rejimin gerçekleştirdiği zulüm uygulamaları, katliamlar var. Hiç kimse "benim zalimime dokunmayın" demeye kalkışmasın. Dokunmak zorundayım, çünkü o zalim benim mazlumlarıma dokunuyor.