İsrail'le Ateşkes

5 Temmuz 2003 Cumartesi, Vakit gazetesi

HAMAS, İslami Cihad ve el-Fetih aralarında yaptıkları görüşmeler neticesinde İsrail işgal devletine yönelik eylemlerini üç ay süreyle askıya alma kararı aldılar. Bu kararı almalarının sebebi İsrail'e ateşkes konusunda güvenmeleri veya zaaf göstermeleri değil, Filistinliler arasında fitne ateşinin alevlenmesine sebep olabilecek gelişmelerin önünü kesme amacıydı. Çünkü işgal devletinin bazı oyunları ve baskıları sebebiyle Ebu Mazin hükümetinin Filistin direnişine karşı şiddete başvurması ihtimali böyle bir risk taşıyordu.

Hatırlanacağı üzere biz bundan yaklaşık on gün önce yayınlanan "Ateşi kim kesecek?" başlıklı yazımızda Filistin'deki çatışmaların asıl sebebinin İsrail saldırıları olduğuna ve ateşi kesmesi gereken tarafın da İsrail olduğuna, ama ABD'nin ve onun güdümündeki medyanın Filistin tarafına yüklenmek suretiyle dünya kamuoyunu yanılttığına dikkat çekmiştik. ABD ve güdümündeki medyanın bunu yapmaktaki amaçları asıl ateşi kesmesi gereken tarafın Filistin tarafı olduğu imajı vermek ve böylece işgalci siyonistlerin saldırılarını bir "savunma" konumuna sokmaktı. Oysa her şeyden önce bu çatışmaların sebebi siyonistlerin gerçekleştirdiği işgal ve saldırılardır ve bunlar sona erdiğinde çatışmalar da tamamen bitecektir. Zaten Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS) ateşkes konusunun yoğun olarak tartışıldığı günlerde yayınladığı bir bildirisinde bunu vurgulamış ve "işgal sona ererse bizim onlarla çatışmamız için herhangi bir sebep kalmaz" demişti.

Yine aynı yazıda vurguladığımız üzere işgalci siyonistlerle onların arkasında duran ABD'nin istediği de zaten karşılıklı bir ateşkesin sağlanması değil, Filistinlilerin savunma ve işgale son verme amaçlı ateşlerini kesmeleriydi. Yani işgalciler bu ateşkesle, silahların tamamen değil tek taraflı olarak susmasını, böylece Filistin tarafının zayıf düşürülmesini istiyorlardı. Bunu başarabilmek için de arkalarındaki ABD'nin gücünden, onun diplomatik baskı imkanlarından, Irak işgalinden sonra Arap ülkeleri üzerinde kurduğu baskı gücünü kullanarak Filistin direnişini dört koldan muhasaraya alma çabalarından, Filistin halkına giden bütün yardımların önünü kesme amacına yönelik planlarından, en çok da sırf bu amaç için iş başına getirilmiş Ebu Mazin'den yararlanmak istiyorlardı.

Sonuçta HAMAS, İslami Cihad ve el-Fetih aralarında yaptıkları görüşmeler neticesinde İsrail işgal devletine yönelik eylemlerini üç ay süreyle askıya alma kararı aldılar. Bu kararı almalarının sebebi İsrail'e ateşkes konusunda güvenmeleri veya zaaf göstermeleri değil, Filistinliler arasında fitne ateşinin alevlenmesine sebep olabilecek gelişmelerin önünü kesme amacıydı. Çünkü işgal devletinin bazı oyunları ve baskıları sebebiyle Ebu Mazin hükümetinin Filistin direnişine karşı şiddete başvurması ihtimali böyle bir risk taşıyordu. İsrail işgal devleti bu durumu görünce biraz daha baskın çıkabilmek için bunun bir taktik olduğunu ileri sürdü. Oysa taktik yapan kendisiydi ve bu kısa sürede ortaya çıkacaktı. Öte yandan İsrail'i korumada her zaman siyonist işgalcilerin önünde giden ABD, ateşkesin yeterli olmayacağını, HAMAS, İslami Cihad ve el-Aksa Şehitleri Birlikleri'nin tamamen dağıtılması gerektiğini söyledi. Bu tutum aslında siyonist işgalcilerin ve onların arkasında duran ABD'nin gerçek niyetlerini ortaya koyuyordu. Onların "Yol Haritası" planıyla yapmak istedikleri barış veya ateşkesi sağlamak değil, İsrail tarafını güçlendirip bağımsızlık ve hak mücadelesi veren Filistin tarafına daha fazla yüklenmek, savaşı onlar aleyhine şiddetlendirmek ve böylece İsrail'in yayılmacı politikalarının önünü açmaktı.

İsrail için hak, hukuk ve anlaşmaların hiçbir itibarı yoktur. Onun saldırganlığının önünü kesen tek şey direniş ve kuvvettir. O, karşısındakilerin zayıf düşürüldüğünü görürse saldırganlığını ve şiddetini artırır. Bu açıdan eğer "ateşkes" onun için karşı tarafın zayıf düşürülmesi anlamına geliyorsa, onun için bir fırsat doğmuş ve saldırganlığının önü açılmış demektir. Ama ateşkes kendisinin de bir şeylere zorlanmasından kaynaklanıyorsa o zaman belki saldırganlığının hızını düşürebilir. Son ateşkeste tabii ki kendisini de zorlayan sebepler vardı. Ama Filistinlilerin "fitne" korkularını, karşı tarafın zayıf düşürülmesi olarak değerlendirdi ve bundan yararlanmak istedi. Bu yüzdendir ki Gazze'den çekilmesinden sadece dört gün sonra Gazze'nin Mısır'a açılan Salahuddin kapısını yeniden işgal etti ve geçişleri durdurdu. el-Aksa Şehitleri Birlikleri'nin bir komutanını şehit etti. Muhtelif bölgelerdeki saldırılarını sürdürdü. Ancak bu gelişmeler Ebu Mazin'in yanılgısını da ortaya çıkardı.

Müteakip yazımızda inşallah, İsrail'in ateşkes ortamındaki saldırılarını biraz daha ayrıntılı olarak gözden geçirecek ve ateşkesin geleceği ile ilgili bir değerlendirme yapmaya çalışacağız.