Arafat'ın Başbakanlı Hükümeti

18 Nisan 2003 Cuma, Vakit gazetesi

ABD ve İsrail'in dayatmasıyla Filistin özerk yönetiminin başbakanı yapılan Mahmud Abbas
İsrail ve ABD, Arafat'a bir başbakan tayin etmesi ve hükümeti de bu başbakanın oluşturması için baskı yaptı. Bunu yapmalarındaki birinci amaçları Arafat'ın, yönetimine verilen Filistinliler üzerindeki yetkilerini daraltmaktı. İkinci amaçları Arafat'a onun ikinci adamı vasıtasıyla baskı yapma fırsatı elde etmek ve böylece onun merkezi otorite rolü oynamasını engellemekti.
İsrail'in ve ABD'nin hedefleri özerk yönetimde polis şiddetini artırarak Filistinlileri birbirine kırdırmak

Yasir Arafat'ın özerk yönetiminde şimdiye kadar başkanlık sistemine benzer bir sistem uygulanıyordu. Bu yüzden Arafat özerk yönetim hükümetlerini kendisi oluşturuyor ve başbakanın yetkilerini de elinde bulunduruyordu. Dolayısıyla icra alanında epey geniş yetkileri elinde toplamıştı. Tabii bu yetkileri yönetimine verilen Filistinliler açısından geçerliydi. İşgalci siyonistler istedikleri yerde onun yetkilerini sınırlandırıyorlardı, çünkü imzaladıkları anlaşmalar onlar için çok fazla bir mana ifade etmiyordu. Onların saldırganlıklarını önleyecek şey kağıt üzerinde mürekkepten ibaret olan anlaşmalar değil, kuvvetin dili, yaptırım gücüdür.

Geçtiğimiz aylarda İsrail ve ABD, Arafat'a bir başbakan tayin etmesi ve hükümeti de bu başbakanın oluşturması için baskı yaptı. Bunu yapmalarındaki birinci amaçları Arafat'ın, yönetimine verilen Filistinliler üzerindeki yetkilerini daraltmaktı. İkinci amaçları Arafat'a onun ikinci adamı vasıtasıyla baskı yapma fırsatı elde etmek ve böylece onun merkezi otorite rolü oynamasını engellemekti. Üçüncü bir amaç da Filistin özerk yönetimine Arafat sonrası için, İsrail'in ve ABD'nin işine yarayacak bir adam hazırlamaktı. Bu amaçların gerçekleşmesi için de sadece başbakan tayini dayatmasında bulunulması yetmiyor, isim de belirlemek gerekiyordu. Nitekim onu da yaptılar ve Arafat'tan Ebu Mazin diye bilinen Mahmud Abbas'ı başbakan tayin etmesini istediler. İsrail de Ebu Mazin'in başbakan tayin edilmesi durumunda onunla bazı konuları daha rahat görüşmelerinin mümkün olabileceğini vurguladı. İsrail açısından önemli olan "Yol Haritası" planının tartışılmaya başlanmasından önce bu amaçların gerçekleşmesiydi. Çünkü bu planla Filistinlilerin direnişlerinin, varlık mücadelelerinin yine Filistinliler tarafından dizginlenmesi, bu konuda direnişçilere en az işgalciler kadar sert davranabilecek bir kukla yönetimin oluşturulması gerekiyordu. (Bu konuyu Allah izin verirse ileride tahlil etmeye çalışacağız.)

Bu "başbakan" meselesi gerek Filistinliler arasında, gerekse Filistinlilerle diğerleri arasında uzun süre tartışmaya sebep oldu. İşgale karşı direnişten yana olan gruplar genellikle bu işe karşı çıktılar. Karşı çıkmalarının sebebi ise bir "başbakanlık" makamının ihdas edilmesi değil, bu işin İsrail ile ABD'nin dayatmasıyla ve onların ileriye dönük hesaplarının zemininin oluşturulması amacıyla yapılmasıydı. Sonuçta Arafat İsrail ve ABD'nin dayatmalarına boyun eğdi ve çok olumlu yaklaşmadığı halde Ebu Mazin'i başbakan tayin etti.

Ebu Mazin geçtiğimiz günlerde Filistin özerk yönetiminin ilk "başbakanlı" hükümet listesini açıkladı. Listede Ebu Mazin'le birlikte 24 bakan adayı ismi bulunuyor. Liste Arafat tarafından henüz kabul edilmiş değil. Bazı haberlerde Arafat'ın listede yer alan bazı isimlere itiraz ettiği bunun yanı sıra mevcut hükümette yer alan bazı isimlerin yeni hükümete alınmamasına da karşı çıktığı ifade ediliyor. Arafat'ın, mevcut hükümetinde İçişleri bakanı olarak görev yapan Hani el-Hasan ile, Filistin direnişinin sembol isimlerinden Ebu Cihad (Halil el-Vezir)'ın hanımı İntisar el-Vezir (Ummu Cihad)'in yeni hükümete alınmamasına karşı çıktığı belirtiliyor. Hani el-Hasan, FKÖ'de Oslo sürecine itiraz eden isimlerdendi ve İsrail işgal devleti tarafından benimsenmiyordu, ama yine de Arafat onu yakın çevresinde tutmaya çalışıyor.

Ebu Mazin'in listesinde işkenceleriyle ünlü Muhammed Dahlan içişlerinden sorumlu devlet bakanı olarak gösteriliyor. Dahlan, hem İsrail işgal devletiyle yakın ilişkileri olan hem de daha önce emniyet teşkilatında görev yaptığı sırada Filistinlilere insanlık dışı işkenceler yapmış olmasıyla tanınan bir isim. (Ebu Mazin hükümetinde yer alan diğer bazı isimlerle ilgili tespitlerimizi içeren haber yorumumuzu Web sitemizde yani www.vahdet.info.tr adresinde bulabilirsiniz.)

Sonuçta görülen o ki ABD ve İsrail, İslam coğrafyasını biraz daha fazla güdülmeye müsait, yularları sıkı bağlanmış hükümetlerle yönetmek istiyor. Afganistan'dan sonra Irak. Şimdi Filistin. Yakın gelecekte Suriye'nin bu hale sokulması amaçlanıyor. Sonra "sıradaki" denilecek... Müslüman toplumlar göstermelik bağımsızlıkla avununca başlarına bunlar geliyor. O halde gerçek bağımsızlığı kazanmak ve yularlardan tamamen kurtulmak gerekiyor.