Tecavüz Alçaklığı ve Arakanlı Kızlar

6 Temmuz 2012 Cuma, Yeni Akit

Hatırlanacağı üzere Bosna - Hersek'te Müslümanlar hak ve özgürlük mücadelesi verirken Sırp çeteleri onlara karşı iğrenç savaşlarında Müslüman kadınların ırzlarına tecavüz etmeyi bir saldırı taktiği olarak tercih ediyorlardı.

Bugün Suriye'de hak ve adalet mücadelesini bastırmak amacıyla Baas diktasına destek için saldırılar düzenleyen Şebbiha çetelerinin başvurduğu en önemli saldırı taktiklerinden biri kadınların ırzlarına tecavüz etmektir. Böyle bir iğrençliğin üstünü örtmeye çalışan enformasyon faaliyetinin ismini de artık siz koyun.

Son günlerde gündeme gelen haberlerde Burma Arakan'da Budist dikta düzeninin askerleri tarafından tecavüze uğrama korkusuyla Müslüman kızların kendilerini denize attıkları dile getiriliyor.

Irak ve Afganistan'da da birçok tecavüz olayı gün yüzüne çıkarıldı.

Özellikle Müslüman toplumları hedef alan savaşlarda savunmasız kadınların ırzlarına tecavüz ederek onları psikolojik yönden yıpratma ve direniş güçlerini kırma metoduna başvurulmasının daha pek çok örneği mevcuttur.

Bunun bir cinsel tatmin olması insan tabiatına aykırıdır. Sapık kimselerin tabiatları zevk alıyor olabilir demek mümkündür. Ancak bu tür bir tatmin yakaladığı bir insanın çiğ çiğ etini yemeye benzer. Savaşlarda bunu yapanlar olduğuna dair rivayetler var. Ama onların hiçbiri bunu karınlarını doyurmak için yapmamıştır. Sadece kendilerinden intikam almaya çalıştıkları kişilere işkence ve eziyet amacıyla bu metoda başvururlar.

Müslüman toplumlara yönelik saldırılarda kadınların ırzına tecavüz edilmesinin bir saldırı taktiği olarak tercih edilmesinin sebebi ise Müslümanın ırzına ve namusuna çok değer vermesidir. Müslümanın ırzı ve namusu onun için kutsaldır. Bir insana en katı eziyet ve işkence metodu ise onun kutsalına saldırılmasıdır.

Örneğin, bir kimseye sözlü işkence esnasında ona hakaret edilmesi, sövülmesi elbette zoruna gider. Ama bunların hiçbiri onun kutsal bildiği bir şeye sövülmesi kadar dokunmaz. Bunu bilen ve işkencenin azami derecede dokunaklı olmasını hedefleyen işkenceciler kıskaca aldıkları kişilerin özellikle kutsallarına söverler. Böyle bir işkence tarzından zevk almak ise artık insanlık adına bütün her şeyini kaybetmiş ve iyice alçaklaşmış olmanın göstergesidir.

İnsanın kişisel olarak dünyadaki en değerli varlığı canıdır. Çünkü canını feda ettiğinde dünyadaki bütün varlıklarından da vazgeçmiş olmaktadır. Dolayısıyla eğer bir insan bir şey için canını feda ediyorsa bu şeyin onun canından da kıymetli olduğu anlaşılır. Arakanlı Müslüman kadınların namuslarına tecavüz edilmesinin önüne geçebilmek için başka bir yol bulamayınca canlarını feda etmeleri ve kendilerini denize atmaları da bu sebepledir. Namuslarına bu derece değer veren ve onu canlarından değerli bilen kadınlara tecavüz edecek kadar aşağılaşmak ise insanlık adına her şeyini kaybetmek anlamına gelir.

Medine'de bir Müslüman kadının iffetiyle oynanması üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.)'in orduyu harekete geçirdiği ve iffet düşmanlarını Medine'den çıkardığı bilinmektedir. Beni Kaynuka Savaşı'nın çıkmasının sebebi ve iffet düşmanlarıyla onları himaye edenlerin tümünün Medine'den çıkarılması olayının incelenmesini tavsiye ederiz. Suriye'deki Müslüman kadınlara tecavüz eden iffet düşmanı Şebbiha çetelerinin Arakan'da Müslüman kızlara tecavüz eden sapık Budistlerden, Şebbiha çetelerini himaye edenlerin de Beni Kaynuka'dan ne farkı var dersiniz!

İslâm devletinin korumakla mükellef olduğu beş unsurdan biri de iffet ve namustur. Bugün Müslüman toplumların sıkıntısı da zaten namus ve iffetlerine sahip çıkacak bir otoriteden yoksun olmalarıdır.