G20 Zirvesi’nden çıkan

18 Kasım 2022 Cuma, Yeni Akit

Geçen hafta Cumartesi günü yayınlanan yazımızda Endonezya’nın Bali şehrinde düzenlenecek G20 Zirvesi öncesi durum ve zirvede ele alınması muhtemel konular hakkında genel bir değerlendirme yapmıştık. Zirve belirlenen tarihlerde gerçekleştirildi ve sonuç bildirgesi yayınlandı. Bugün de sonuç bildirgesinde vurgulanan hususlara ağırlık vererek bir değerlendirme yapmak istiyoruz.

Diyebiliriz ki G20 zirvelerinin en çok ilgi çekeni ve en çok gündeme geleni bu seneki oldu. Bunun en önemli sebebi ise Ukrayna Savaşı’nın devam ediyor olması ve G20 adı verilen teşkilatın üyelerinin bazılarının savaşın bir tarafında, bazılarının cephede yer almasalar bile askeri, ekonomik ve siyasi yönden diğer tarafında, bazılarının da tarafsız olmalarıdır.

Bu tür zirveler aynı zamanda devlet liderlerinin bir araya geldiği toplantılar niteliği taşıdığından ikili görüşmeler yapmak ve ortak meselelerini konuşmak için bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Bu tür ikili görüşmeler açısından zirvenin baş aktörünün ABD Başkanı Biden olduğunu kabul etmek durumundayız. Bunda belki Rusya Cumhurbaşkanı Putin’in zirveyi boykot etmesinin de rolü olmuştur. Diğer ülkelerin liderlerinin hepsinin Biden’la oturup bir ikili görüşme yapma ihtiyacı duymalarını biraz da tabii karşılamak lazım. Çünkü ABD’nin hepsiyle mutlaka birtakım meseleleri ve hesapları vardır. Polonya topraklarına atılan füzeler meselesiyle ilgili olarak Biden’ın bazı ülkelerin liderleriyle ikili görüşmeler yapması sebebiyle ikinci günün programı da biraz gecikmeli başladı.

Önceden tahmin edildiği gibi zirvenin ana gündem maddesi Rusya’nın Ukrayna’daki savaşıydı. Bu konunun gündemde ağırlıklı yer tuttuğu sonuç bildirgesinde vurgulanan hususlardan da anlaşılmaktadır. Sonuç bildirgesinde ele alınan hususların büyük ekseriyetinin Ukrayna Savaşı’yla doğrudan veya dolaylı bir irtibatı mevcut.

Sonuç Bildirgesi, Ukrayna Savaşı konusunda Rusya’nın saldırısına ve Ukrayna işgaline karşı bir içeriğe sahip olmasından dolayı Moskova’yı rahatsız edici nitelikteydi. Zaten Moskova yönetimi de G20 Zirvesi’nin Sonuç Bildirgesi’ni kabul edenler arasında yer almadığını belli etti. Ondan önce de Batılı ülkeleri G20 Zirvesi’nde kendisine karşı tarafsız olmamakla, açıktan tavır almakla itham etmişti. Bu konuda Rusya’yla ittifak halindeki Çin ve Hindistan gibi ülkelerin de çekinceli durdukları biliniyor. Dolayısıyla normalde her ne kadar sonuç bildirgeleri katılımcıların ortak görüşü gibi yansıtılsa ve üzerinde ittifak ettikleri hususları içerdiği düşünülse de Bali’deki G20 Zirvesi’nin Sonuç Bildirgesi’nin bu türden olmadığını söylemek gerekir.

Sonuç Bildirgesi’nde Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması şiddetle kınanırken, nükleer silah tehdidinde bulunulmasının da reddedilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Burada tabii ki işaret edilen husus Rusya’nın bir süre önce kendi topraklarına yönelik saldırı olması durumunda nükleer silah kullanabileceği yönünde tehditlerde bulunmasıydı.

Sonuç Bildirgesi’nde aynı zamanda Rusya’nın bütün silahlı güçlerinin en kısa zamanda ve şartsız olarak Ukrayna’dan çekilmesi gerektiği vurgulandı.

Sonuç Bildirgesi’nde Ukrayna Savaşı’nrın dünya ülkelerinin birçoğunun ekonomisini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekilerek savaşın son bulmamasının tüm dünyada önemli ekonomik bir krize sebep olabileceği hatırlatması yapıldı.

Bildirgede Karadeniz üzerinden tahıl ihracatının yeniden başlatılmasının olumlu bir gelişme olduğuna temas edildi. Rusya, askıya aldığı tahıl koridoru anlaşmasına G20 Zirvesi’nden yaklaşık iki hafta önce yeniden geri dönmüştü.

Önceden tahmin edildiği gibi, Mısır’ın Şarmu’ş-Şeyh şehrinde Uluslararası İklim Konferansı’nın devam ettiği günlere denk gelen G20 Zirvesi’nde iklim değişikliği konusu da gündemde ve sonuç bildirgesinde yerini aldı. Üye ülkelerden küresel ısınmanın önüne geçilmesi için kabul ettikleri taahhütler konusunda gereken çabayı göstermeleri istendi.

Bali’deki zirveden sonra teşkilatın dönem başkanlığı da Hindistan’a geçti.