Mısır’da da ekonomik kriz büyüyor

26 Mart 2022 Cumartesi, Yeni Akit

Başlamasıyla ilgili komplo teorileri tartışmaya açık olsa da başlamasından sonra sömürü politikalarının önemli bir aracı olarak kullanıldığı bilinen salgın bütün dünya ekonomisini sarstı ve sadece Türkiye’de değil tüm dünyada değişik alanlarda sıkıntılara yol açtı. Ardından Putin’in hırslarıyla harekete geçirilen işgal ordusunun Ukrayna’da başlattığı savaşa karşı Batı’nın da ekonomik savaş başlatması değişik sektörleri ciddi şekilde etkiledi.

Sadece kendi çıkarını düşünen, salgından da savaştan da kazançlı çıkmayı hedefleyen ahlâkî temellerden yoksun kapitalist zihniyet ise yaşanan krizleri istismar etmenin yollarını arıyor. Birileri Rusya’ya uygulanan ambargo sebebiyle petrol ve doğal gaz krizi yaşanacağı spekülasyonu çıkararak petrol fiyatlarını iki katına çıkarıyor ki bu da bütün piyasaları etkiliyor. Birileri savaş sonrasında Ukrayna’nın yeniden imarı için inşaat malzemelerine ihtiyacın artacağı söylentileri yayarak inşaat malzemelerinin fiyatlarını iki katına çıkarıyor ve bu yüzden ev fiyatları da iki katına çıkıyor. Ev fiyatları katlanınca kiralar da yakalanması zor bir tırmanışa geçiyor. Birileri gemilerin çıkamadığı dedikodusundan yararlanarak yağ fiyatlarını artırıyor. Sonuçta toplumlarda bazıları ahlakî olmayan yöntemlerle servetlerini katlarken, bazıları da büyük geçim sıkıntıları içine girecek derecede yoksullaşıyor. Servetlerini katlayanlar dar bir kesimi oluştururken yoksullaşanlar toplumun temel direği niteliğindeki kalabalık kesimi oluşturuyor. Hedefleri sadece servetlerini katlamak olanlar, toplumların yoksullaştırılmasının uzun vadede insanların alım güçlerini kaybetmelerine ve piyasadaki hareketliliğin durmasına neden olacağını, bunun ise zengin kesimi de olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorlar. Onlar için önemli olan ister salgın ister savaş olsun bütün her şeyi vurgun için fırsata dönüştürmek.

Devam eden ekonomik çalkantılardan ciddi şekilde etkilenen ülkelerden biri de cunta diktatörlüğünün hüküm sürdüğü Mısır Arap Cumhuriyeti.

Mısır’da da yerli para yani cuneyh büyük değer kaybetti.

Ayrıca spekülasyonlar bu ülkeyi de ciddi şekilde etkiliyor. Çünkü en başta temel gıda maddelerinden olan buğdayı ithal etmek zorunda. Buğday ihtiyacının %60’ını da Rusya ve Ukrayna’dan karşılıyor. Savaş yüzünden çıkan söylentiler ve bu ülkelerden buğday ithalatının tamamen durabileceği korkusu buğday fiyatlarının iyice fırlamasına neden oldu.

Tabii piyasada bir şeyin fiyatı artınca diğer ürünlerin fiyatlarına da ona göre yeniden şekil veriliyor. Diktatör Sisi her ne kadar ara sıra kameraların karşısına geçip halka telaşa kapılması telkinlerinde bulunsa da fiyat artışlarının önüne geçemiyor. Bu durum karşısında devlet yaşanan krizlerin halka yüklediği yükü biraz hafifletmek için bütçesini kullanmak, birtakım zorunlu ihtiyaç maddelerinde sübvansiyon sağlamak zorunda kalıyor. Bu da sürdürülen çalışmaların kaynaklarının kurumasına neden oluyor.

İşin en kötü yanı ise küresel sömürünün, borç vererek ayaklara pranga vurmak için kullandığı bir kurum olan IMF’nin kapısını çalmak zorunda kalması. IMF’nin yaptığı açıklamaya göre Mısır, parasının değerinin çok düşmesi yüzünden dış ticaretindeki açığı kapatmak amacıyla bu fondan yüklü miktarda borç istemiş.

Tabii IMF sadece para vermiyor, aynı zamanda güya verdiği paranın işe yaraması ve ekonomide gelişme sağlanması için bir program da veriyor. Bu program aslında para dilenen ülkeyi küresel emperyalizme daha fazla eli mahkum hale getirmek için uygulaması üzere önüne konan dayatmalardır. Bu programların daha önce bazı ülkelerde geniş çaplı kitlesel tepkilere ve ayaklanmalara neden olduğu biliniyor.

IMF bugünlerde Mısır’dan gelen borç talebi sebebiyle onunla, ekonomik reform programı üzerinde görüşmeler yaptığını duyurdu. Aynı şey Mısır hükümeti tarafından da doğrulandı. IMF’nin borçları kısa vadede bazı zorunlu ihtiyaçların giderilmesinde işe yarasa da reform programları ülke ekonomisinin daha da geriye gitmesine neden olmaktadır.