Rusya insan haklarından neden rahatsız?

30 Aralık 2021 Perşembe, Yeni Akit

Rusya Yüksek Mahkemesi, ülkenin en eski ve aynı zamanda en geniş çaplı faaliyetlerde bulunan insan hakları kuruluşu durumundaki Memorial International isimli sivil toplum kurumunun, tüm şubelerinin ve onun çatısı altında çalışan tüm kuruluşların kapatılmasına, bağlantılı tüm komisyonların da ilga edilmesine karar verdi.

Mahkeme savcısının iddiasına göre, kuruluş dışarıdan fon aldığı için Yabancı Ajanlar Yasası’na göre “yabancı ajan” olarak tasnif edilmesi, dolayısıyla kuruluşun internet sayfası dahil tüm yayınlarında bu tanımlamayı kullanması gerekiyordu. Bu tanımlamayı yayınlarında ve web sayfasında kullanmadığı yani kendini “yabancı ajan” olarak nitelemediği için söz konusu yasayı ihlal etmişti. Mahkeme de savcının iddiasını haklı bularak 32 yıldan beri insan hakları alanında faaliyetlerde bulunan, önemli hak ihlalleri hakkında raporlar hazırlayan kuruluşun kapatılmasına karar verdi.

Kuruluşun avukatları, ciddi bir ihlalin söz konusu olmadığını, ancak mahkemenin yasayı siyasallaştırarak sivil toplum kuruluşunun kapatılması için gerekçe olarak kullandığını dile getirdiler.

Örgüt özellikle Sovyetler Birliği döneminde gerçekleştirilen insan hakları ihlalleriyle ilgili önemli çalışmalar yapmış ve dosyalar hazırlamıştı. Yönetim de onu Sovyetler Birliği’nin itibarını zedelemekle ve hakkında olumsuz imaj oluşturmakla suçluyordu. Dolayısıyla kapatma kararının bu eleştirilere ve tepkilere paralel yönde çıkması, sözü edilen yasanın aslında bir kılıf olarak kullanıldığını, gerçekte siyasi nitelikli olduğunu göstermesi açısından düşündürücüdür.

Kaldı ki söz konusu yasa Stalin diktatörlüğünden mevrus, artık günümüz gerçeklerine tamamen aykırı, saçma bir yasadır. Rusya’nın insan hakları alanındaki sivil toplum faaliyetlerinin önüne geçmek için böyle bir yasayı kendine gerekçe olarak kullanmak yerine, insan hakları alanında yapılacak faaliyetlerin önünü açmak, bu konuda sivil toplum faaliyetlerine fırsatlar vermek için modası geçmiş bir yasayı çöpe atması gerekir.

Kâr amacı gütmeyen gönüllü sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yürütebilmek için yardım kabul etmeleri zorunludur. İhtiyaç duydukları yardımın tümünü kendi ülkelerindeki destekçilerden temin etmeleri mümkün olmayabilir. Özellikle günümüz şartlarında uluslararası boyutta bu tür çalışmalara destek verenlerden yardım kabul edilmesi de normaldir.

Fakat Rusya’nın asıl yarası, hem eli kanlı diktatörlük olarak tarihe geçmesine ve tarihin utanç sayfalarının önemli bir kısmını yazmasına rağmen yine de reddetmek istemediği ve kendi geçmişi olarak gördüğü Sovyetler’in, hem de onun çökmesinden sonra hüküm sürdüğü toprakların önemli bir kısmında hakimiyeti ele geçiren Rusya Federasyonu’nun kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesinin verdiği rahatsızlıktan kaynaklanmaktadır.

Rusya’nın insan hakları kuruluşlarıyla savaşı Memorial International aleyhine açılan davayla başlamadı. Bundan önce de yine aynı yasayı kullanarak ve dışarıdan maddi destek almaları sebebiyle “yabancı ajanı” kategorisine soktuğu, bu konuyla ilgili prosedürü yerine getirmemekle suçladığı bazı insan hakları kuruluşlarını kapatmıştı. Onların kapatılmasının da asıl sebebi hem Sovyetler Birliği hem de Rusya Federasyonu tarafından yapılan hak ihlalleriyle ilgili önemli gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasından duyduğu rahatsızlıktı.

Bugünkü Rusya’da siyasi sistem, her ne kadar eski Sovyetler Birliği’ne nispetle daha geniş özgürlüklerin sağlandığı bir sistem olarak görülüyor olsa da bunun düşünce, fikir, inanç özgürlüğü ve sivil toplum faaliyetleri açısından geçerli olduğunu söylemek zordur. Özgürlük sorununu medyada da gözlemlemek mümkündür. Rusya’daki medya organlarının çoğunun hakim sistemin yağcısı olması onu çok sevmelerinden değil, onun gizli sopasından korkmalarından kaynaklanmaktadır.

Rusya’da istihbaratın hâlâ sıkı bir takip yaptığı, üstelik sadece takiple kalmayıp zaman zaman siyasi cinayetler gerçekleştiren eli kanlı bir çete olarak çalıştığı da bilinen bir gerçektir.