17 Ekim 2020 Cumartesi, Yeni Akit
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 2020-2025 arasında beş yıl süreyle görev yapacak cumhurbaşkanının belirlenmesi için seçimlerin ikinci turu 18 Ekim Pazar günü yani yarın gerçekleştirilecek. Birinci tur geçtiğimiz Pazar günü yani 11 Ekim'de gerçekleştirilmişti. Birinci turda hiçbir aday %50'nin üstünde oy alamadığı için en fazla oy alan iki aday ikinci tura kaldı. Bunlar da bağımsız olarak seçime giren ve 2015'ten beri cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Mustafa Akıncı ile Ulusal Birlik Partisi'nin genel başkanı ve mevcut hükümetin de başbakanı olan Ersin Tatar.
Birinci turda katılım %56 civarında kaldı. 198 bin 957 kayıtlı seçmenden 115 bin 806 kişi oy kullandı. Katılımın düşük olmasında halkın ihmalinin yanı sıra, koronavirüsten kaynaklanan endişenin de etkili olduğu tahmin ediliyor.
Birinci turda Ersin Tatar oyların %32.34'ünü alarak birinci sırada yer alırken, mevcut cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da %29.84 oranında oy aldı. %21.67 oranında oy alarak üçüncü sırada yer alan Tufan Erhürman'ı aday gösteren Cumhuriyetçi Türk Partisi ikinci turda Mustafa Akıncı'yı destekleme konusunda oy birliğiyle karar aldığını açıkladığından, ikisinin oy oranlarının toplamı %50'yi aştığı için CTP'nin parti yönetiminin kararına tabanın da firesiz bir şekilde uyması durumunda Akıncı'nın kazanması ihtimali yüksek görünüyor. Tabii diğer partilerin mensuplarından da nispeten Akıncı'ya destek verenler çıkabilir. O yüzden tahminlerde bulunanlar onun kazanma şansının daha yüksek olduğunu düşünüyorlar. Bunu ancak birinci turda sandık başına gitmeyen ama Ersin Tatar'ın kazanmasını arzu eden seçmenlerin bu kez durumun kritik olduğunu düşünerek sandık başına gitmeleri ve oy kullanmaları engelleyebilir ki bu da sandık başına gitmeyenler içinde böyle bir duyarlılığı gösterecek ve sonuçları etkileyecek bir kesimin olmasını gerektirir. Böyle bir kesimin olabileceği beklentisi, Tatar adına biraz idealist bir yaklaşım olur. Ama ihtimal dışı değildir.
Bilindiği üzere Akıncı geçen beş yıllık görev süresinde yaptığı bazı açıklamalarla Türkiye'yle önemli ihtilaflar içine girmiş, Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesini bile eleştiren açıklamalarda bulunarak buradaki yönetimin izlediği politikaya müdahaleye kalkışma anlamına gelebilecek tavır sergilemişti. Buna karşılık Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda Türkiye'nin daha geri planda durmasını isteyen ve Rum yönetimine istediği bazı tavizleri vererek, anlaşmaya yanaşma yanlısı bir tutumu var. O yüzden Türkiye, ona değil Türkiye'yle ilişkileri olumlu yönde sürdürme ve bu ilişkilerde sorun çıkarılmasına neden olacak bir tavırdan uzak durma yanlısı olan Ersin Tatar'a destek veriyor. Türkiye'nin tavrı belki seçmenlerin bir kısmının kararı üzerinde etkili olabilir ama sonucu belirleyecek olan Türkiye'nin tavrı değil Kıbrıslı seçmenin tercihi olacaktır.
Ben Kıbrıs'ı değişik zamanlarda ziyaret ettim ve buradaki toplumsal durum, halkın öncelikleri konusunda kanaat edinme imkanı buldum. Akıncı'nın bugün bu kadar destekçi bulabilmesinde de oradaki toplumun yaklaşım ve değerlerinin önemli rolü olduğu açık bir gerçektir.
Ancak şu da bir gerçek ki Kıbrıs'taki Türk yönetiminin, Türkiye'yi tamamen gözardı ederek soruna çözüm bulması zordur. Çünkü Türkiye'nin desteği olmadığı takdirde Rum Yönetimi'nin Kıbrıs'ta iki etnik unsurun yönetimi eşitlik esasına göre paylaşması şartına uyacak bir formülü kabul etmesi mümkün değildir. Bu durumda Rum Yönetimi'yle ancak Türkleri yönetime ortak bir unsur değil bir azınlık konumuna sokacak formül üzerinden anlaşmak mümkün olabilir. Yani sadece toprak tavizi, şu an KKTC kontrolündeki toprakların bir kısmının Rum tarafının kontrolüne geçirilmesinin kabul edilmesi meseleyi çözmeyecektir ve bunun çözüm olmayacağı daha önceki görüşmelerde de ortaya çıktı.
Ayrıca Türkiye, Kıbrıs'ta garantör devlet konumundadır ve sadece KKTC cumhurbaşkanının izleyeceği politika Kıbrıs'ın geleceğiyle ilgili formülün şekillendirilmesinde tek başına belirleyici unsur olmayacaktır.