Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırısı

2 Ekim 2020 Cuma, Yeni Akit

Ermeni güçleri Ermenistan - Azerbaycan sınırında bulunan Tovuz bölgesinde 12 Temmuz 2020 tarihinde Azerbaycan askeri güçlerine yönelik saldırılar düzenlediler. Saldırılarda Azerbeycan askeri güçlerinden biri general olmak üzere 8 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırıya Azerbeycan güçleri de karşılık verdi ve bölgede bir süre karşılıklı çatışmalar oldu. Ermeni askeri güçlerinden de can kaybı oldu. Bunun üzerine Ermeni güçleri saldırılarını durdurdular ve ateşkes başlatıldı. Ancak sonrasında Ermeni güçleri yine zaman zaman ateşkesi ihlal ederek saldırılarda bulundular.

Ermenistan'ın saldırılarına Türkiye tepki gösterdi ve Azerbaycan'a gerekli desteği vereceğini dile getirdi. Rusya da arabuluculuk teklifinde bulundu. Ancak Ermenistan'ın saldırgan tutumunda Rusya'nın ona verdiği desteğin de önemli rolü olduğu tahmin ediliyor.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ meselesi var. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde burası Azerbaycan'a bağlı bir özerk bölgeydi. Ancak Azerbaycan'ın bağımsız olmasından sonra bölgenin Ermeni kesimi, burada Ermenilerin çoğunlukta olduğunu ileri sürerek Ermenistan'a katılma talebiyle isyan çıkardılar. Bu isyanda tabii Ermenistan resmi bir tavır ortaya koymamakla birlikte isyancılara destek verdi. Ermeniler sonra bölgede kendilerince bağımsız bir devlet ilan ettiler. Ancak bu bağımsız devleti henüz Ermenistan da dâhil olmak üzere dünyada hiçbir ülke tanımış değil. Fakat siyasi yönden büyük ölçüde Ermenistan'ın kontrolünde bulunuyor. Azerbaycan bunu bir işgal olarak nitelendiriyor ve Ermenistan'ın buradan elini çekmesini, buranın yine Azerbaycan'a bağlanmasını istiyor. Ermenistan, Azerbaycan'ı bu konudaki isteğinden vazgeçmeye zorlamak amacıyla sıkıştırmaya çalışıyor.

Yapılan yorumlarda Temmuz'daki saldırıya hedef olan Tovuz bölgesinin Azerbaycan'ın Türkiye'yle bağlantılı yollarının ve hatlarının geçtiği stratejik bir bölge olduğuna dikkat çekildi.

Ermenistan'ın saldırılarının aynı zamanda provokasyon amaçlı olduğu ve bu konuda da Rusya'nın desteğinden güç aldığı dile getirildi. Ancak Azerbaycan kuvvetlerinin karşılık vermesi dolayısıyla kendi askeri güçlerinin de önemli kayıplar vermesi üzerine ve gösterilen tepkiler nedeniyle saldırılarını durdurma ihtiyacı duydu. Fakat bu, Ermenistan'dan Azerbaycan'a yönelik tehdidin son bulması anlamına gelmiyordu.

Nitekim Ermenistan 27 Eylül sabahından itibaren yeniden saldırılar başlattı. Bizim tahminimize göre bu seferki saldırıları büyük ölçüde Türkiye'yi Azerbaycan üzerinden sıkıştırma amacına yönelik olarak Batı ülkeleri tarafından yönlendirilen provokatif bir ihale savaşıdır. Çünkü bilindiği üzere başta Fransa ve Yunanistan olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri son dönemde Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yaptığı araştırmalardan ciddi şekilde rahatsız oluyor.

Türkiye'nin Libya'yla yaptığı ittifakı devredışı bırakmak için Sisi cuntasının ihanetini kullanarak Yunanistan'la Mısır arasında bir anlaşma yapılmasını sağladılar.

Azerbaycan'ı hedef alacak bir saldırıya Türkiye'nin ilgisiz kalamayacağını bildikleri için şimdi bir yandan Doğu Akdeniz'deki araştırmalarına karşı baskı yapılmasını isterken bir yandan da doğudaki bir karakolları görevi gören Ermenistan vasıtasıyla sıkıştırmak ve böylece Türkiye'nin elini zayıflatmak istediler.

Ermenistan'ın saldırısından sonra Azerbaycan'ın savunma atağı başlatması ve Ermeni askeri birliklerinin önemli kayıplar vermesi üzerine hemen Türkiye'ye yüklenmek için harekete geçmeleri de buna işaret ediyor. Azerbaycan'ın savunma mücadelesi vermesine karşı onu suçlamalarının tutarlı bir gerekçesinin olmayacağını biliyorlar. Ama Türkiye'nin Azerbaycan'a destek vermesinden ve askeri yönden yardımcı olmasından dolayı onu mahkum etmeye, sıkıştırmaya çalışıyorlar.

Ancak bizim kanaatimize göre bu oyun tutmayacaktır ve Azerbaycan'ın Ermenistan'ın saldırgan tutumu karşısında etkili bir savunma mücadelesi vermesi, Türkiye'nin de bu saldırganlığa karşı açık tavır göstermesi oyunu büyük ölçüde etkisiz hale getirmiştir.