İşgalci yine yarayı kaşıyor

17 Şubat 2022 Perşembe, Yeni Akit

En başta Kudüs’ün batısıyla, doğusuyla bir bütün olduğunu ve İslam toprağı olduğunu hatırlatalım. Ayrıca 1948’de siyonist işgal devletinin kurulmasına kadar bir Doğu Kudüs, Batı Kudüs ayrımı olmadığını, şehrin bir bütün olarak değerlendirildiğini; 1948’de geneli banliyöden ve kırsal alandan oluşan batı kısmının siyonistler tarafından işgal edilmesi ve işgalcilerin burada yapılanmayı genişletmeleri üzerine böyle bir ayrımın yapılmaya başlandığını belirtelim. Beytulmakdis olarak da isimlendirilen şehrin tarihi ve asıl kısmının ise doğu kesimde kaldığı bilgisini buna ekleyelim.

Şeyh Cerrah mahallesi ise doğu kesimin kuzeyinde, sur içinde kalan ve Eski Şehir olarak isimlendirilen tarihi bölgenin yakınında yer alan bir mahalledir. İsmini de Salahuddini Eyyubi’nin özel doktoru Husameddin Cerrahi’den almaktadır.

Mahallenin tarihiyle ilgili ayrıntılara girersek sözü çok uzatmamız gerekeceği ve son gelişmelere özellikle dikkat çekmemiz gerektiği için geçmişte yaşananlara kısa notlarla temas edeceğiz.

Burası siyonistlerin, 1948’de işgal ettikleri bölgenin dışında yer alır. Ancak Kudüs’ün tarihi kesimi ile Batı Yaka’nın kuzey kesimi arasındaki irtibatı sağlayan stratejik bir noktadadır. O yüzden işgal devletinin kurulmasından sonra yahudi teröristler burayı ele geçirmek için birtakım saldırılar düzenlediler. Bir ara bazı bölgeleri ele geçirdilerse de Filistinliler geri almayı başardı.

1956’da Ürdün yönetimi, 1948’de siyonist işgalciler tarafından yurtlarından çıkarılan bazı Filistinli aileleri bu mahalleye yerleştirdi. İskan edildikleri evler için bir süre kira gibi taksit ödemeleri karşılığında evlerin kendilerinin olması üzere de satış anlaşması yaptı.

İşgalci siyonistler burayı 1967 Haziran Savaşı’nda işgal etti. Daha sonra yahudi yerleşimini organize eden birtakım siyonist örgütler bu mahallenin arazisinin 1948’den önce yahudi ailelere ait olduğunu ileri sürerek Filistinlilerden zorla alınması için işgal mahkemelerine davalar açtılar. Tabii bu konudaki iddiaları hukuki gerekçelere değil bazı bilgilerin çarpıtılmasına dayanıyordu. Ama işgal mahkemesi hukuk ilkelerini değil siyonist örgütlerin çarpıtmalarını esas aldığı için onların iddialarını kabul ederek onlarca Filistinli ailenin bu mahalleden çıkarılması, evlerinin ve arazilerinin de yahudi ailelere verilmesi yönünde karar verdi.

Mayıs 2021’de Filistin direnişinin Kudüs Kılıcı Harekatı adını verdiği savaşın patlak vermesine sebep olan olayların başında gelen de Şeyh Cerrah Mahallesi’ndeki ailelerin tahliye edilmesi kararının polis gücüyle uygulanması girişimiydi.

Bu olaylardan sonra kararı uygulama işini bir süre askıya alan işgalci, daha sonra aileleri tek tek çıkarmak için yeni bir süreç başlattı. İlk önce Salihiye ailesinin evini ve 6 dönümlük arazisini hedef aldı. Aile ve destek verenler mücadele ettiler. Ancak işgal güçleri 19 Ocak 2022 tarihinde sabaha doğru baskın düzenlemek suretiyle aile fertlerini ve destek verenleri zorla çıkararak Salihiye ailesinin evlerini yıkıp mülklerine el koydular.

İşgal yönetimi daha sonra Salim ailesine tahliye için ihtar gönderdi. Aşırı siyonist milletvekillerinden Itamar Ben-Gvir de etrafına topladığı teröristlerle birlikte 13 Şubat Pazar akşamı mahalleye baskın düzenledi. Mahalle ahalisinin, Salim ailesine destek vermesi üzerine işgal rejiminin güvenlik güçleri siyonist teröristlere sahip çıkarak Filistinlilere saldırdı.

İşgal hükümetinin başbakanı Naftali Bennett’in provokatör milletvekili Ben-Gvir’e yönelik eleştirileri tamamen rol icabıdır. Gerçekte bu oyunu oynayan ve yerleşimci terör gruplarını yönlendiren işgal hükümeti ve Bennett’in bizzat kendisidir.

İşgal rejimi geçtiğimiz Mayıs ayında işgalci siyonist açısından da zor geçen bir savaşın fitilini çekmiş olan yarayı şimdi yeniden kaşımaktadır. Bu son derece tehlikeli bir girişimdir. Ancak mahallenin stratejik önemi ve işgal rejiminin Kudüs’ü her yönden yahudi kuşatmasına almak istemesi sebebiyle bu konudaki planından vazgeçmek istemiyor.