1 Mayıs 2021 Cumartesi, Yeni Akit
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, 30 Nisan Perşembe akşamı Batı Yaka’nın Ramallah şehrinde yani hükümet merkezinin bulunduğu şehirde direniş gruplarının liderleriyle bir toplantı düzenledi. Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) bu toplantının tamamen formaliteden ibaret olduğunu, seçimleri erteleme kararını Filistin’deki tüm grupların ortak kararı gibi göstermek amacıyla düzenlendiğini, gerçekte ise yapılacak görüşmelerin sonucu değiştirmeyeceğini, erteleme kararının zaten Fetih Merkez Komitesi’nde alındığını belirterek katılmayacağını bildirdi. Çünkü kararın ittifakla alınmış gibi gösterilmesine alet olmak istemediğini söylüyordu.
Bununla birlikte toplantı yapıldı ve gece yarısından sonra karar resmen açıklandı. Abbas, işgal rejiminin seçimlerin Kudüs’te de yapılmasına izin verilmesi konusunda olumlu bir cevap vermediğini söyledi ve Kudüs’ün dâhil edilmediği bir seçimin anlamsız olacağını iddia ederek belirsiz bir tarihe ertelendiğini açıkladı. Hamas’ın tahmin ettiği oldu ve direniş gruplarının çoğunun, seçimlere katılmak isteyen 36 aday listesinden 28’inin ertelemeye karşı olmasına rağmen yine Abbas erteleme kararı aldı. Gerekçesi ise işgal rejiminin Doğu Kudüs bölgesinde yaşayan Filistinlilerin oy kullanmasına izin verme konusunda olumlu tavır sergilememesiydi.
Oysa işgal rejiminin bu konuda olumlu bir tavır sergilemeyeceği zaten biliniyordu ve Filistinli direniş grupları, işgal rejimine rağmen Kudüslülerin muhtelif yollarla oylarını kullanmalarına fırsat verilmesi suretiyle Doğu Kudüs’ün de seçime dâhil edilmesi için kapıların zorlanmasını ama işgal rejiminin tutumundan hareketle seçimlerin ertelenmemesini istiyordu. Örneğin Kudüslülerin, Mescidi Aksa’da, postanelerden, bazı diplomatik temsilcilikler ve uluslararası kurumlar nezdinde ve daha başka ortamlarda oylarını kullanmalarına imkân sağlanabileceği, böylece Kudüs halkının seçime dâhil edilebileceği ve bu meselede işgal rejiminin baskılarına teslim olunmaması gerektiği vurgulanıyordu.
Gerçekte ise Kudüs konusu sadece işin kılıfıydı. Asıl mesele seçimlerin dürüstçe yapılması durumunda Hamas listesinin yine ciddi bir farkla kazanması ihtimalinin çok yüksek olmasıydı. Çünkü 2005’te tek bir listeyle seçime gitmesine rağmen yine de kazanamayan Fetih mensupları bu kez birden fazla aday listesiyle katılıyordu. Mahmud Abbas yanlılarının listesinin yanı sıra hapisteki Mervan El-Bergusi taraftarları da ayrı bir listeyle seçime katılma kararı almıştı. Kısa süre önce Fetih’ten ihraç edilen Nasır El-Kudve, El-Bergusi’yle anlaşarak bir aday listesi çıkarmıştı ki bunların örgüt tabanı içinde küçümsenemeyecek taraftar kitlesinin olduğu biliniyor.
Ayrıca Fetih tabanını kendine çekebilecek ulusal çizgide muhtelif aday listeleri çıkarılmıştı. Bunların başında da Filistin Ulusal Girişim Hareketi’nin lideri Mustafa El-Berğusi’nin listesini zikredebiliriz. Sol gruplar ise her biri kendi aday listesiyle seçimlere katılıyordu. Fetih hareketinin seçimde bileğini güçlendirecek bir siyasi ittifak sağlanamamıştı.
Hamas ise tek bir listeyle seçime giriyordu. İslami Cihad Hareketi de ilkesel olarak seçime katılmama kararı almış, ancak taraftarlarına oy kullanmama talimatı vermemişti. Dolayısıyla bu hareketin mensupları büyük ihtimalle ya hiç sandık başına gitmeyecek ya da Hamas listesine oy verecekti.
Bütün bunlardan dolayı perşembenin gelişi çarşambadan belli olduğu için seçimlerin sonuçlarının nasıl olacağı çok belirgin bir şekilde ortadaydı. Bu durum da hem siyonist işgal rejimini, hem ABD’yi, hem de Abbas’ı ciddi şekilde endişelendiriyordu. Önlerinde iki çözüm vardı: Ya seçimlere hile karıştırmak ki bu Filistin’de çok kendini belli edecekti, gizlenmesi imkânı yoktu; ya da ertelemek. En uygun seçenek de ertelemekti. Ama işe bir kılıf bulunması gerekiyordu. İşgal rejimiyle danışıklı dövüş yaptılar ve işgalci, seçimlerin Kudüs’te yapılmasına izin vermedi; Abbas da “Kudüs’süz seçim olmaz” diyerek erteleme kararı aldı.