16 Ocak 2021 Cumartesi, Yeni Akit
İsrail işgal rejimi bu sıralarda koronavirüsle ilgili yasakları bahane ederek Müslümanların Mescidi Aksa'da namaz kılmalarını engelliyor. Ancak bu yasak yahudi yerleşimcilerin Mescidi Aksa'ya yönelik gündelik baskınlarını sürdürmelerine engel teşkil etmiyor. Yerleşimciler yine işgalci askerlerin himayesi altında gündelik olarak Mescidi Aksa sahasına girip dolaşıyor ve dini ayinlerini, ritüellerini gerçekleştiriyorlar. Bu, bazıları tarafından işgal rejiminin Mescidi Aksa'yı "zaman itibariyle paylaştırma" planını uygulama denemesi olarak değerlendiriliyor.
İşgal güçleri bu arada şartlardan yararlanarak burayı mekan yönünden paylaştırma planlarını uygulamaya geçirme konusunda da "ciddi" olduklarını ortaya koymak amacıyla çirkin bir girişimde bulundular. 13 Ocak Çarşamba sabahı yine işgalci askerlerin himaye ettiği bazı işgalci mühendisler Mescidi Aksa sahasına girerek çekimler ve Kubbetu's-Sahra başta olmak üzere muhtelif bölümlerinde ölçümler yaptılar. İşgal rejimi mekan yönünden paylaştırma planında Mescidi Aksa külliyesinin, kıble tarafında kalan Kıble Camisi'nin Müslümanlara, arkada Mağribliler kapısı tarafında kalan Kubbetu's-Sahra kısmının ve çevresinin ise yahudilere tahsis edilmesini istiyor.
Bu ölçüm ve tetkik işlemi tabii ki Kudüs'teki İslami kuruluşların yöneticilerini, Filistin halkının ileri gelenlerini, Mescidi Aksa'nın imamlarını ve diğer ilim adamlarını ciddi şekilde rahatsız etti. Çünkü böyle bir ölçüm yapılması Mescidi Aksa'yı paylaştırma planının hayata geçirilmesi konusunda tehlikeli bir hazırlığa işaret ediyordu.
Siyonistler El-Halil şehrindeki Hz. İbrahim Camisi'nin paylaştırılması için de buranın ibadete kapatıldığı bir dönemden istifade etmişlerdi. Daha sonra yahudilere tahsis edilen kısmın genişletilmesi için de yine bir siyonist katilin sabah namazı esnasında büyük bir katliam gerçekleştirmesinin ardından işgal rejiminin burayı haftalarca ibadete kapattığı dönemi değerlendirmişlerdi. Filistin halkı işgalci siyonistlerin taktiklerini ve oyunlarını çok iyi tanıdığı için bugünkü girişimlerinin ne gibi bir amaca yönelik olduğunu tahmin edebiliyor.
Siyonist işgalcilerin ve onun himayesindeki radikal siyonist grupların Mescidi Aksa'yla ilgili asıl hedefleri onu tümüyle ortadan kaldırıp yerine Hz. Süleyman (a.s.) tarafından inşa edildiğini ileri sürdükleri sözde Siyon mabedini inşa etmektir. Bunun için çeşitli teşebbüsleri oldu ve yıllardan beri de temellerini zayıflatmak amacıyla Mescidi Aksa'nın altına tüneller kazdıkları biliniyor. Ancak daha sonra yıkımın tehlikeli sonuçlar doğuracağı kanaatine vardıklarından son dönemde taktik değiştirdi ve Hz. İbrahim Camisi'nde uyguladıkları planı gündeme getirdiler: Mescidi Aksa'nın yahudilerle Müslümanlar arasında zaman veya mekân yönünden paylaştırılması. Zaman yönünden olması durumunda günün belli saatlerinde veya haftanın belli günlerinde sadece Müslümanlara, diğer zamanlarda da sadece yahudilere; mekân yönünden olması durumunda ise bir bölümünün Müslümanlara bir bölümünün yahudilere tahsis edilmesini istiyorlar. Bu amaçla bir yasa tasarısı da hazırladı ve işgal rejiminin parlamentosu durumundaki Knesset'in gündemine aldılar. Ancak Filistin halkından ve İslam dünyasından gelen tepkiler üzerine bu tasarıyı rafa kaldırdılar. Ama rafa kaldırmaları tamamen ilga etmeleri anlamına gelmiyor. Hayata geçirmek için şartları ve zemini oluşturmaya çalışıyorlar.
Siyonist işgal, bölme planının gerekçelerini oluşturmak amacıyla özellikle Gazze yenilgisi sonrasında Kudüs'e yüklenmesiyle birlikte "radikal" diye tanımlanan yahudi gruplarını Mescidi Aksa'ya baskınlar düzenlemeye teşvik etmeye başladı. Onları bu konuda cesaretlendirmek amacıyla baskınlarında polis himayesine aldı. Müslümanların engel olmaya kalkışmaları karşısında da polis şiddetine başvurdu.
Baskınlar kamuoyuna görünüşte ziyaret olarak lanse ediliyor. Gerçekte ise amaç Müslümanları rahatsız etmek, kargaşa çıkarmak ve yahudilerin de burada hak istedikleri iddiasına dayanak oluşturmaktır.