11 Aralık 2020 Cuma, Yeni Akit
8 Aralık tarihi Filistin'de siyonist işgale karşı intifadanın başlamasının 33. yıldönümüydü. 14 Aralık tarihi de Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) kuruluşunun 33. yıldönümüdür. Biz de bugünkü yazımızda bu iki olayı gündeme getirmek ve siyonist işgale karşı 33 yıl önce başlatılan direnişin seyrinden özetle söz etmek isityoruz.
Orijinal adıyla "intifada" olarak adlandırılan Filistin halk ayaklanmasının ilk kıvılcımı 7 Aralık 1987'de çakılmıştır. Bu tarihte, Gazze bölgesinde, bir yahudinin kamyonetiyle, Filistinli işçileri taşıyan bir araca çarparak 4 Filistinlinin ölümüne 9 Filistinlinin de yaralanmasına neden olması bu kıvılcımın çakılmasına yol açtı. Söz konusu olayda yaralanan Filistinliler hemen olayın meydana geldiği akşam Gazze'deki Şifa Hastanesi'ne götürüldü. Ertesi gün yani 8 Aralık 1987'de üyelerinin tamamı İslami hareket mensubu olan Gazze İslam Üniversitesi Öğrenci Meclisi üniversite öğrencilerini üniversite kampüsünde topladı. Öğrenciler şehit edilen ve yaralanan Filistinlilerle ilgilenmek üzere Şifa Hastanesi'ne gitmeye karar verdiler. Bu arada hoparlörlerle halkı da adı geçen hastanenin etrafında toplanmaya çağırdılar. Bu çağrı üzerine kalabalık bir kitle adı geçen hastanenin etrafında toplandı. Bu arada işgalci askerler de hastanenin etrafında toplandı ve kalabalığı dağıtmak için insanların üzerine ateş açtılar. Ancak halk dağılmayı değil direnmeyi tercih etti ve işgalci askerleri taş yağmuruna tuttu. İşte bu olay intifadanın ilk ateşi oldu. Daha sonra olaylar ve taşlı, sopalı mücadeleler bütün Filistin topraklarına yayıldı.
Dediğimiz gibi intifada için ilk organizasyon Gazze İslam Üniversitesi Öğrenci Meclisi tarafından yapılmıştır. Bu meclisin tüm üyeleri Filistin'deki İslami hareketin mensuplarındandı. Bu hareket daha sonra işgale karşı başlatılan fiili mücadelenin organize edilmesi amacıyla bir teşkilat oluşturmaya karar verdi ve adını Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) koydu. Bu hareketin kuruluşu da 14 Aralık 1987 tarihinde ilan edildi.
Ancak bu hareket öyle biri birden ortaya çıkmış değildir. Hem bir örgütsel geçmişi vardı hem de kitlesel tabanı önceden oluşmuştu. Hamas'ın ilk temelleri Mısır'daki Müslüman Kardeşler cemaatinin kurucusu İmam Hasan el-Benna'nın Filistin'e gönderdiği mücahitler tarafından atılmıştır. Bu mücahitler ve onların etrafında toplananlar aynı zamanda 1948'de işgalcilere karşı başlatılan mücadeleye fiilen katılarak cihad etmişlerdi. Onların yetiştirdiği kişiler ise 1948 savaşından sonra eğitim ve tebliğ çalışmalarına ağırlık verdiler. Bütün bu çalışmalar sonunda güçlü bir taban oluştu. İşte bu taban zamanla belli bir disiplin içerisinde örgütsel yapıya kavuştu ve 1987 sonunda da geniş bir halk kitlesinin direnişine öncülük etti. Daha sonra bu intifadaya Filistin'deki bütün direniş grupları destek vermiştir.
1987'de başlatılan intifadanın kısa sürede bütün Filistin'i sarması işgal rejimini zor durumda bıraktı. İşgal rejimi bunun sıkıntısını atlatmak ve havayı yumuşatmak için daha önce hiç muhatap almadığı Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile irtibata geçme yoluna gitti. Önce gizli ilişkilere girildi. Sonra 1991'de Madrid Süreci adı verilen bir süreç başlatıldı. Sonra anlaşma aşamasına geçildi ve Oslo Süreci adı verilen pazarlık süreci başlatıldı. Bu sürecin sonunda 13 Eylül 1993'te Oslo İlkeler Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma sadece sonraki anlaşmalarda izlenecek yöntemin genel prensiplerini belirliyordu. FKÖ'nün Filistin topraklarında özerk yönetim kurmasının önünü açan ilk anlaşma ise 4 Mayıs 1994'te imzalanan Kahire Anlaşması'dır.
Bu anlaşmalar Filistinlileri gerçek anlamda bir özgürlüğe kavuşturmazken direnişin zayıflamasına neden oldu. İşgalci siyonistleri rahatlattı.
Ama Filistin'de direniş söz konusu anlaşmalara rağmen yine bir şekilde devam etti ve bugün hâlâ devam ediyor. İşgale son vermenin yolu da masa başında pazarlık değil onurlu direniş olacaktır. Bunun için de ümmetin Filistin'deki onurlu direnişe sahip çıkması gerekir.